Doların önlenemez yükselişini ve bunun gerekçelerini daha önceki yazılarda dile getirdim.
Sözünü ettiğim yükseliş bir ara 18.90’a kadar çıktı ve dün (pazartesi) 11.80’lere kadar geriledi.
Durum öylesine bir hal aldı ki insanlar kredi çekip dolara yatırım yapmaya başladılar.
Her yükselişin bir inişi her inişin bir yükselişi vardır ya hani…
Aynen öyle oldu ve tırmanıştan inişe geçildi.
Zaten ülke olarak yıllardır türlü operasyonlara gebe bırakıldık.
Bize karşı yapılan tüm anlaşmalar, bütün planları, bütün tahribatları, gizlinin gizlisi anlaşmaları, çeşitli adlar altında kamufle olmuş gizli teşkilatların her türlü çalışmalarını, istihbarat servislerinin açık ve örtülü operasyonları yaşayıp tecrübe ettik.
Gerek algı gerekse modern dünyanın en büyük silahı olan sosyal medya vasıtasıyla bizi bize ait olan gelenek göreneklerimizden soyutlaştırmaya çalışmıyorlar mı?
Ancak unutulan bir şey var ki; ülkemize ne şekilde operasyonlar, algı yönetimleri türlü zorluklara gebe bıraksalar da biz hiçbir zaman kendi benliğimizi kaybetmeyiz.
İsteseler de bunu başaramazlar!
Özellikle anne babalar genç neslin sosyal medya bağımlılığından dem vurup kendi öz benliklerinden uzaklaştıklarını dile getirseler de net bir şekilde söylüyorum ki böyle bir durum asla yok.
Herkesin malumu olan 15 Temmuz 2016’da FETÖ tarafından yapılmaya çalışılan ‘’darbe’’ girişiminde genç nesil olarak eleştirilenlerde bu çirkin saldırıya en ön safhada tepki gösterdiler.
O gün şehit olanların arasında da bu gençlerin sayısı da azımsanmayacak kadar fazla idi.
Türkiye’yi ve koskoca bir imparatorluğu kendi istekleri için iliklerine sızıp parçalamak adına türlü oyunlar oynandı.
Koskoca imparatorluğun topraklarındaki enerji kaynaklarını sömürmek, sömürgeleştirmek için ne oyunlar oynadınız, ne isyanlar tertip edildi.
Tıpkı günümüzde olduğu gibi içeride casusların kullanıldığını da biliyoruz.
Tüm bu yaşananlara tepkilerini gerekli şekilde gösteren başbakanların da asıldığını herkes gördü.
Ülkeyi zor durumda bırakmak isteyenlere engel olan isimlere hangi akıl oyunları ile kenara çekmek istendiğini de herkes gördü.
Ülkemizin ilerlemesi adına taş üstüne taş koymak isteyen herkes ya canından oldu yada türlü iftiralar ile mücadele verdiği konudan el çektirildi.
Bunu da biliyoruz!
Üzerinde çalışılan uçak düştürüldüğünde “ kaza” süsü verilmediğini mi görmedik?
Mühendisler göz göre göre öldürülürken “intihar” süsü verilmediğini mi görmedik?
Fabrikalar bile isteye ateşe verilirken “ihmal” süsü verilmediğini mi görmedik?
Bu ülke üzerine oynanan hangi oyunu görmedik ki?
Sözünü ettiğim oyunların “darbe” girişiminden sonraki en önemli en etkisi senaryosu ‘kriz’dir.
İşte içinde bulunduğumuz süreçte tam olarak bu senaryoyu yaşıyoruz.
Türkiye’nin bir adım dahi ilerleyişini engellemek adına Silah sanayiimizi kimlerin neden baltaladığını, bunun içerideki uzantılarını ve işbirlikçilerini yakından tanıyoruz. Onların bu milletin sofrasından, sağlığından, kanından, canından nasıl çaldığını biliyoruz.
Ülke sınırları içerisinde yer alan yeraltı kaynaklarının gözden kaçırılması ve bunların Türkiye lehine kullanılmaması adına çaba gösterildiğini de biliyoruz.
Ülkenin kendi kaynağı olan imkanların terör örgütlerine nasıl peşkeş çekildiğini de biliyoruz.
Türkiye’yi alaşağı etmek adına terör örgütlerini besleyip budaklandırıldıklarını da biliyoruz.
Yavru terör örgütlerini ortaya çıkartıp bizim üzerimize yollandığını da biliyoruz.
Bu ülkenin herhangi bir ferdinden gram farkı olmadıkları halde Kürt kardeşlerimiz ile aramıza nifak tohumları ekilmeye çalışıldığını da biliyoruz.
Ne yazık ki bu durumun bilincinde olmayan Kürt vatandaşların bizlere karşı ne denli kin ile yaşatıldığını da biliyoruz.
Tüm bu oyunları sergileyenlerin unuttukları bir şey var!
Mümkün olmadığı düşünülmesine rağmen karadan gemileri yürütenlerde bizleriz!
‘Çanakkale geçilmez’ gerçeğini tüm dünyaya ilan eden de bizleriz!
“One Munite” çıkışı ile yüz yıldır pısırıklaştığı düşünülen bir ülkenin yeniden doğrulmaya başladığını herkese gösteren de bizleriz!
Şuanda halihazırda tek geçerli silahları olan ‘döviz savaşını’ tıpkı geçmişte olduğu gibi kazandıklarını düşünürlerken bu rüzgarı tersine çevirebilecek olan yine bizleriz!
‘Döviz savaşı’ sonunda bize bu saldırıyı düzenleyenlere tıpkı geçmişte olduğu gibi “kimmiş bu Türkler” dedirtmenin çözümü de bizim elimizde…
Haydi, ha gayret!
Yorum yazarak Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.