Batıl inançlı insanların zanlarıyla mutlu olmaları onları hallerinden şikayetçi olmamaya sevk eder. Öyle ki inançlarından aldıkları hazla ağlayabiliyorlar. Gerçi bu ağlama gerçeğe iman edenler için de söz konusu ama bu normal. Batıl inançlı biri nasıl oluyor da batıl inancından aldığı keyifle mutluluktan ağlayabiliyor? Gerçekten insanın duygularına dokunduğunuzda konu din olsa da olmasa da ağlayabilir. Gerçek olmadığına inandığı bir filmin konusuna bile ağlayabilir. Dokunmadığınızda işittiği bir trafik kazası yahut deprem haberine bile duyarsız kalabilir. Batıl din mensubu bu dokunuşu kendisi isteyerek yapıyor. Bu yüzden mutluluk hapı içerek kafası yerinde olmayan biri gibi kendi isteğimizle mutlu olmamız mümkündür ama bu kendimizi kandırmaktan başka bir şey değildir. Böyle biri inancını sorgulayıp da mutsuz olmak istemez. Zaten bu mutluluğu ilahi bir mesaj zanneder. Bu mutluluğu herkese anlatarak o batıl itikadını tebliğ ve davet eder. Allayıp pullar ki etkilesin. Ağlayarak bile anlatabilir. Samimiyetle bile ağlayabilir.
Hayatın amacı böyle kendi kendini kandıran bir mutluluk elde etmek olamaz. Ancak tatmin olmanın neticesiyle gelen bir mutluluk gerçek bir mutluluktur. İşte bu mutluluk dünyada yakalanırsa ebedi mutluluğun giriş kapısı olur. Doğru şeylerle mutlu olunmadan gerçek mutluluk yakalanamaz. Mana zihinde eğrilmemeli. Bu bizim elimizde.
‘Gerçek’ insana hakiki mutluluğu verir. ‘Gerçek’ zanla elde edilmeyen; samimiyet, çaba, delil ve tatminle elde edilen bir mükafattır. İyi ile kötüyü ayırma melekesine sahip her insan gerçeği idrak kapasitesine de sahiptir. Çok zeki olmayı değil ‘çok samimi’,’çok dürüst’ ve ‘çok çabalı’ olmayı gerektiriyor. Kapasitesi olmayanların varlık nedeni bile ‘doğallığı kurcalayarak bozan’ bizleriz. İnsanlığın ve dünyanın felaketini yine insanoğlu hazırlamaktadır.
‘Gerçek’ bizatihi ‘öz’dür. En büyük gerçek olan Allah'ın hak olarak bildirdiği her şey gerçektir. "Gerçek", Allah'ın emirleri ve prensipleridir. Allah "mutlak gerçek"tir. Onun kitaplarında ve kainatında yer alan gerçeklerin varlığı Allah'ın belirlemesinden kaynaklanır. Gerçeğin varlığı insanın varlığın, algısına ve anlamlandırmasına dayanır. Fark ediyorsak gerekiyordur, gerektiği için fark etmişizdir.
Mikro alemin de makro alemin de sınırlarını göremeyişimiz yani sınırsızlık, sonsuzluğun işaretidir. Eser müessiri işaret eder. Sonu belirlenemeyen bir kainat yaratıcının sonsuz kudretine işarettir. Hatta sonlu yaratsa bile işarettir. Çünkü biz sınırsızlığı ve sonsuzluğu görüyoruz, en azından görmemiz istenen bu. Tanrının mutlak gerçekliği ezeli ve ebedi olmasıyla ilişkilidir. Ahiretin varlığı gösteriyor ki mutlak olmayan hiçbir gerçek -Tanrının kitaplarındaki ilkeleri dahil- ezeli ve ebedi değiller. Mutlak gerçek olan Allah'ın ‘gerçek’ dediği şeyler elbette gerçektirler. Herkesin tanrısı olan Allah'ın gerçeği kitaplarında açıklanandır. Gerek Kur’an ve gerekse kainat kitapları asla birbiriyle çelişmezler. Kur’an, Allah'ın ‘ol’ emriyle oluştuğumuzu bildirir, kainat kitabı ise nasıl oluştuğumuzu Kur’an'la çelişmeden gösterir.
Mutlak gerçek olan Allah kudretiyle tek sınırsız ve sonsuzdur. Ezeli bir yaratıcı ilk kez yaratıcı olmayacağı için, onun ilk neyi yarattığından söz edilmemelidir. Ama ‘çiçeği burnunda bir yaratıcı’ görmek isteyenler Tanrının ilk neyi yarattığını tartışarak hiç bilmediği ve asla bilemeyeceği şeyin ardına düşüyorlar.
Sıfırdan hiçbir şey oluşmaz çünkü etkisiz elemandır. Sıfır ontolojik olarak ‘yok’ demektir. Nasıl ki mesela bir şehirde hiç fil yoksa sıfırı ifade eder, sıfır ‘yok’ demektir. Varlığın ‘yok’ ile başlaması imkansızdır. Mutlaka ‘bir’ gerekir ve ‘mutlak bir’ ile her şey başlayabilir. ‘Mutlak bir’ sayamayacağımız kadar varlığın en başı olabilir. ‘Mutlak 1’ demek, ikinin yarısı olmayan demektir, o çok özel ‘bir’dir. Tektir ama çiftin yarısı olmayan ‘tek’tir. Bu yüzden ne sayılar ne de harfler onu tam olarak ifade edemezler. Onun kitapları da zaten onu tam değil, bize yetecek kadar anlatırlar. İşte bu yüzden ağaçlar kalem, denizler mürekkep olsa onun sözlerinin sonu asla gelemez.
Yorum yazarak Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.