Prof. Dr. Ali Akpınar, mezkûr makalesinde “zina eden maymunun taşlanması” hadisine tepki gösterenleri “Bu tıpkı 25 bin beyitlik Mevlâna Mesnevîsinin birkaç müstehcen hikâye sebebiyle yerden yere vuran zihniyete benziyor. Olsun, bu gibi anlatımlar da bu şahısların insan oluşları, eserlerinin beşer mahsülü oluşlarının kanıtı olsun. Siz kafanız basmayan bu birkaç rivayeti bir kenara koyun, o birkaç hikâyeyi atın, onları yok sayıp kalanını okuyun ve onların gereğini yapın” diyor. Bu durumda ben müstehcen hikâyelerden ar duyan biri olarak burada Ali Hocanın “kafası basmayan” deyip de hakaret ettiği kişilerden biri oluyorum; çünkü bu edeb dışı hikâyeleri kafam gereksiz görüyor. Algı problemim yok; fakat bir müslümanın ailesiyle birlikte okuyamayacağı kadar utanç verici hikâyeler. Hikâyeyi daha okumaya başlarken utanıp vaz geçersiniz ve dersiniz ki: “Yahu Mevlana gerçekten bunları demiş mi? Birileri kitabına sokmuş olmasın?” Sonra araştırınca gerçekten mevcut olduğunu görür, ya bazıları gibi şeriatın keskin kılıcı gibi kitabı fırlatıp atarsınız yahut bazıları gibi o dönemlerde böyle misallerin verilebileceği türden saçma bir ruhsatla bu hikâyeleri makul görmeye bile yeltenebilirsiniz. Herkes aldığı terbiyeye göre bunu göğüsler… Ha, bazıları da ağzını sulandıra sulandıra okuyabilir… Kitabın içinde bunları neden yok sayacakmışım? Kalanı neden okuyacakmışım? Ne verecek bana kalan? Ben hiç Mevlana kitabı okumasam hangi dini, ilmi veya ahlaki hususu bilememiş olacağım? Kimsenin öğretemediği neyi öğretiyor?
Yine aynı hoca diyor ki: “Yok olmaz, mademki bunlar var, kaldırıp atalım hepsini. Hatasız dost arayan nasıl dost kalırsa, hata ve kusurdan salim hadis kitabı arayan bu kimseler de aslında sünnetsiz kalmayı hedefliyorlar. Yani asıl amaçları bu rivayetlerin kritiğini yapmak değil, tam tersine bunlar üzerinden Buharî’yi, onun üzerinden de Sünneti vurmak ve sonuçta Sünnetsiz bir din ortaya koymak. Çünkü bazıları için Sünnetsiz Din daha hoşa gidiyor. Zira böyleleri susturdukları Peygamberin yerine kendileri konuşacaklar. Bir iki ayet okuyup saatlerce konuşarak kendi din anlayışlarını empoze edecekler. Zira Sünnet açıklamaları ve uygulamaları, bunların din hakkında rahat söylem geliştirmelerine izin vermiyor.” Dedim ya atsan ne olur atmasan ne olur? Neyin eksilir? Âlim mi kalmayacak geriye? Ha, hata olur elbette; ama kardeşim hatanın da bir ölçüsü vardır; Mevlana ölçüyü fazlasıyla kaçırıyor. Günlük hayatta söverek konuşanlar için bu hikâyeler normal olabilir. Fakat ben hiç söverek konuşmamış biri olduğumdan da çok tepki göstermiş olabilirim. Hata var, hatacık var; bu hatanın daniskası. Belki hiçbir âlimin kitabında bulamayacağınız hatalar… Hocanın sünnet anlayışı sıkıntılı olduğundan uydurma hadisleri savunabilmek için müstehcen hikâyeleri ayıklamayı çözüm görmüş. Hadsiler Resulullahı ayetler kadar kesin tanımlayabilir mi? Hayır! O zaman ayetlerdeki Resulullahın ahlakı mı, yoksa hadislerdeki peygamberin ahlakı mı sünnettir? Hoca bunu ayıramamış. Sünnetin Kur’an’da olduğunu söyleyen bizlerin “sünnetsiz din”den bahsetmemiz mümkün değildir. Bunu da bilmiyor. Bizim sünnet algımız kesin; onunki zan. Zaten zan olduğu için ille bir sünnetsiz din söz konusu olacaksa sizin ortaya koyduğunuz zan buna daha uygundur. Resulullaha atılan iftiraları ayetlerin içine sokamayanlar ayetlere soktuklarında başarılı olamıyorlar; çünkü ayetler arasına sokulan bir iftira orada sırıtıyor. Fakat hadisler arasına sokmak iyi niyetli hadis imanlıların kolayına geliyor; kötü niyetli hadis imanlıların ise hoşuna gidiyor. Peygamberi asıl susturan sizsiniz! Biz onu ayetle konuşturuyoruz. Biz ona hadis yoluyla atılan iftiraları susturuyoruz. Biz onu gafletinize ve dalaletinize alet etmenize izin vermiyoruz. Biz korunmuş Kur’an’ı referans aldığımız için Resulullahın yerine kimseyi koymayız. Fakat siz var ya siz ravileri, fakihleri, müfessirleri, müctehidleri, müceddidleri, âlimleri, evliyayı, şeyhleri, mezheb imamlarını, cemaat imamlarını, kanaat önderlerini peygamberin yerine koyarsınız. Allah ile kul arasında aracı yapar şefaat bile ettirirsiniz… Bunlar hep sizin bidat ve icatlarınız…
Kurtarmaya çalıştığı hadis şu: “Amr b. Meymûn şöyle demiştir: Ben cahiliye döneminde bir grup maymun tarafından taşlanan bir maymun gördüm, onlar onu zina ettikleri için taşlıyorlardı, ben de onlarla beraber onu taşladım” (
145). Bu hadisle ilgili diyor ki: “Bir kere bu rivayet nerede geçiyor. İmam Buhârî’nin Sahihi’inin Menakıbu’l-Ensâr Kitabında. Bu ünitenin Cahiliyye dönemindeki bir kısım uygulamaları hikâye eden Babında. Yani İmam Buharî, Muhadramundan yani Peygamberimiz döneminde yaşamış ve fakat onu görememiş olan bir kişiyi tanıtırken, o kişinin cahiliye döneminde şahit olduğunu söylediği ilginç bir olayı hatırlatıyor. Bu kişi henüz Müslüman olmadığı bir dönemde Yemen’de bir grup maymunun, aralarına aldığı bir maymunu taşladıklarını aktarıyor. Hayvanlar arasında benzeri ilginç olaylar olabilir. Maymunlar bir maymunu taşlıyorlar, peki kültürde kim taşlanır, zina ettiği sabit olan. Herhalde bu maymun da zina etmiştir, onun için taşlanmaktadır. Gördükleri karşısında kendini tutamayan Amr b. Meymun da taşlanan maymuna birkaç taş atıyor. Hepsi bu. Peki, ne var bu rivayette. Birbirleriyle kavga eden hayvanlar olabilir mi, olabilir. Bazı hayvanlar arasında grup, aile düzeni var mıdır, vardır. Bu rivayet Peygamberimizden bir hadis rivayeti mi hayır. Bu aktarımı İmam Buharî, Zina bahsinde mi anlatmış hayır, zina edenin recmine delil olarak mı zikretmiş hayır, hayvanların da yapıp ettiklerinden sorumlu olduklarına dair bir iddiası mı var hayır.” Bu savunmayı kurken gülesim gelmedi desem dürüst olmam; fakat öyle komik bulduğumdan değil, içgüdüsel olarak geldi ve üzülesim daha çok geldi. Eleştirmeye değer mi onu da bilemiyorum. Çünkü benim okurlarım şunu diyebilirler: “Anlaşıldı, boş ver. Girme şuna şimdi. Devam et.”
İyi de sevgili okurum kendimi nasıl tutayım? Baksan ne diyor? Neymiş, cahiliye dönemindeki bir kısım uygulamalardan bahsediyormuş. Cahiliye döneminde maymunlar bunu yaptıysalar (sanki modern maymunlar yapmazlarmış gibi) ne var bunda? Konu neymiş? Peygamberimiz döneminde yaşadığı halde onu görememiş olan biri cahiliye döneminde bir grup maymun bir maymunu taşlamış. Ne var bunda? O zamanın kültüründe kim taşlanır? Zina eden. Hoca işte tam burada saptırıyor: “Herhalde bu maymun da zina etmiştir, onun için taşlanmaktadır. Gördükleri karşısında kendini tutamayan Amr b. Meymun da taşlanan maymuna birkaç taş atıyor.” Hayır, hocam, cümleyi çevirme. “Herhalde” demiyor. Sadece birkaç taş attığını da senin icadın. Bak ne diyor: “Ben cahiliye döneminde bir grup maymun tarafından taşlanan bir maymun gördüm, onlar onu zina ettikleri için taşlıyorlardı” diyor. Herhalde demiyor, gayet emin. Ya sonra, “…ben de onlarla beraber onu taşladım” diyor yani öye birkaç taş attığını söyleyemezsin. Kafasını gözünü yarmış hatta linç etmiş bile olabilir. “Taşladım” diyor; sınırını bilmiyoruz artık. Mesele Buhari’de böyle saçma sapan şeylerin niçin yer aldığındadır. Müslümanların hiçbir yarasına merhem, hiçbir derdine derman olmayacak bir hadis.
KAYNAKLAR:
145. Buhârî, Sahih, Kitabü Menâkıbi’l-Ensâr, Bâbü’l-Kasâme Fi’l-Câhiliyye, 27, No: 2849.
Yorum yazarak Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.