1923’ten 2023’e 100 yıllık destan

Değerli okurlarım,

Okuma yazma bilmeyen ananın, asker babanın 4 çocuğunun en büyüğü olarak Tunceli-Pertek’te, bugün ahır olarak bile kullanılmayan bir evde dünyaya geldim.

Dedesi köy, kayınvalidesi köy enstitüsü, eşi ve bacısı sınıf öğretmeni olarak Türkiye’nin her yerinde görev yapan bir geleneğin temsilcisi olarak 1962 yılında Silifke Uzunca Burç Köy ilkokulu birinci sınıfta öğretmenliğe başladım.

İlk, orta, lise, yüksekokul ve üniversitelerde öğretmen ve müdür olarak görev yaparken Cumhuriyetin tüm kazanımlarını anlatmaktan gurur duydum.

Siirt’te ortaokul ve lisede “Yazıyor, yazıyor” diyerek sokaklarda sattığım gazetelere üniversite öğrencisi iken Ankara’da haberler yaparak cep harçlığımı çıkarttım.

Cumhuriyeti’mizin 100. Yılını geride bıraktığımız bugün, “YAŞASIN CUMHURİYET” diye haykırıyorum.

“Hilafet ve saltanat” peşinde koşanlar amaçlarına ulaşamazken Cumhuriyetimiz ilelebet yaşayacak!

Bizlere Cumhuriyeti armağan eden, korumamızı isteyen Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm silah arkadaşlarını, 100. Yıldır yaşaması için çaba harcayan herkese teşekkür ediyorum.

Yerelde en büyük teşekkürü, Cumhuriyet’in 100. Yılında yaptırdığı Atatürk Heykeli ile tarihe not düşen Vali Seddar Yavuz hak ediyor.

Atatürk Heykeli yapımında olduğu gibi her projede sayın valiyi destekleriyle yalnız bırakmayan Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın.

Geride bıraktığımız 100. Yılın son, Cumhuriyet’in 100. Yıl anısına yaptırdığı kara kalpaklı, sivil kıyafetli, yüzü İzmitlileri selamlatan Atatürk Anıtına ilk çelengi koyan Vali Yavuz ve Başkan Büyükakın, övgüyü de takdiri de fazlasıyla hak ediyor!

100 YILLIK DESTAN VE YÜRÜYÜŞ

Değerli okurlarım,

Bugünkü dersimizin konusu; “Cumhuriyet, neden 29 Ekim’de ilan edildi de önce ve sonra edilmedi?

Önce Cumhuriyet’in ilan edildiği 29 Ekim öncesi ve sonrasını hatırlayalım:

Cumhuriyet’e giden yolda kesin kararını veren Gazi Mustafa Kemal Atatürk,

Düğmeye basmıştı bir kere geri dönüşü yoktu.

Tarih,  20 Ocak 1921. Hâkimiyet, bilâ kaydü şart Milletindir. İdare usulü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına müstenittir. Türkiye Devletinin şekli Hükümeti, Cumhuriyettir. Egemenliğin kayıtsız şartsız Türk milletine ait olduğu kabul edilmesine rağmen Saltanat hükümetinin kendini hala Türk ulusunun temsilcisi sayması tepkilere neden oldu.

Tarih, 1 Kasım 1922. Kanunla, halifelik ve saltanat birbirinden ayrılıp, saltanat kaldırıldı. Böylece, Osmanlı Devleti hukukî olarak sona ermiş ve Türk inkılâplarının en önemlilerinden biri gerçekleştirilmiş oldu. Saltanatın kaldırılması ile İstanbul'daki Osmanlı Hükümeti istifa etti. Saltanat kaldırılmıştı ama halifelik devam ediyordu. Atatürk, l Mart 1924 tarihinde yaptığı Türkiye Büyük Millet Meclisini açış konuşmasında, halifeliğin kaldırılması düşüncesini açıkladı. 3 Mart 1924’te TBMM'de kabul edilen bir kanunla halifelik de kaldırıldı

Tarih, 24 Ekim 2023. Mecliste ve hükümet içinde hala Osmanlıyı savunan padişaha biat edenlerin olması, Muhalefete geçecekleri sezilen milletvekillerinin meclis çoğunluğunu aldatarak, Hükümette ve Mecliste çoğunluğu ele geçireceklerinin anlaşılması Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü rahatsız ediyordu.

Fethi Bey, dikkatini ve çalışma gücünü Hükûmet Başkanlığı görevinde yoğunlaştırabilmek için İçişleri Bakanlığı’ndan istifa etti. Aynı tarihte, Ali Fuat Paşa’nın da çekilmesi ile Meclis İkinci Başkanlığı da boşaldı.

Tarih, 27 Ekim 1923. İcra Vekilleri Heyeti de istifa etti ama yerine meclisin güvenini kazanacak yeni bir kabinenin kurulamadı.

Tarih, 28 Ekim 1923. Gazi Mustafa Kemal Paşa, Çankaya Köşkü'ndeki akşam yemeğinde tarihe geçen “Efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz” açıklaması 100 yıllık destanın ateşini fitillemiş, “Yüzyılın Yürüyüşünün” startını vermişti.

Tarih, 29 Ekim 1923. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yapılan Anayasa değişikliğiyle Türkiye'nin yönetim biçimi CUMHURİYET olarak belirlendi.

Aynı gün 101 pare top atışıyla kutlandı.

NEDEN 29 EKİM 1923

Gelelim, “Neden 29 Ekim de daha önce ve sonra bir tarih değil?” sorusunun cevabına.

Cephelerde hep Mustafa Kemal Paşanın yanında olan, Büyük Taarruzdan sonra Yunan ordusunun geri çekilmesini sağlayarak İzmir'e giren 5. Süvari Kolordusunun komutanı olan Fahrettin Altay Paşa, Cumhuriyetin ilanından 2 yıl sonra, yani Ekim 1925’te Çankaya’da Atatürk’ün misafiridir. Zihnini hep meşgul eden bir soru vardır.

Acaba Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyeti neden 29 Ekim’de ilan etmiştir. Neden 27 Ekim veya 1 Kasım değil?’

Çankaya Köşkünde yemek sonrası Atatürk’ün yanına gider.

Paşam benim dikkatimi çekmiştir. Cumhuriyetimizin ilanının 29 Ekim gecesine denk gelmesi acaba bir tesadüf müdür? Üç gün evvel, beş gün sonra da olabilirdi” der.

Bunun üzerine Atatürk şunları söyler:

“Mütarekenin ilk günlerini hatırlarsın. Saray ve hükümet teslimiyeti kabul etmişti. Hükümet sarayın, saray da itilaf devletlerinin elinin altına girmişti.  Saray bu halinden memnundu. Fakat ben bunu kabul edemezdim.  Buna karşı koymakla bir çıkış yolunu temin ederek, bu mazlum milleti tarih sahnesinden silmek, ortadan kaldırmak isteyenlere karşı harekete geçmek için kendimi vazifeli saymıştım. Dünyada tek başımıza idik, fakat benim inandığım ideale benimle beraber olanlar da bağlandılar ve netice hâsıl oldu. Mondros Mütarekesi 30 Ekim 1918’de imzalanmıştı. 

Vatan parçalanmış, istilaya uğramıştı. 

Peki, 30 Ekim 1918’den bizim İzmir’e girdiğimiz tarih olan 9 Eylül 1922’ye kadar kaç yıl geçti? 

Dört yıl. 

29 Ekim 1923’te Cumhuriyeti ilan ettik. 

İşte beş yıla sığdırdığımız büyük inkılâp, bizim yaşadığımız şartlara duçar olmuş, hangi milletin tarihinde vardır? 

Bu mazlum millet kendisinin hakkı olan yere ulaşmıştır, çektiğimiz acıların, sıkıntıların en büyük mükâfatı işte budur. Bütün dünya bunu görmüştür. 

Daha da görecekleri vardır. Beni en çok mesut eden hadise, bu mazlum milletin hak ettiği bu yere gelmesidir. 

Sen benim 30 Ekim 1918 sonrası günlerdeki çektiğim azabı bilirsin. Yanımdaydın.” 

MAZLUM MİLLETİN AHI VE ÖCÜ

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Fahrettin Altay Paşa’ya bundan sona anlattıkları önemli olmanın ötesinde yaşadıklarının özeti;

“Mondros 30 Ekim’dir. Cumhuriyet 29 Ekim.  İşte bu da, mazlum bir milletin ahıdır. Tarihten silinmek istenilen bir milletin öcüdür.”

Atatürk, öfkesinden olsa gerek 30 Ekim 1918 de imzalanan Mondros Mütarekesi ile her anlamda teslimiyet içine girmiş, kendi tabiri ile esarete uğramış milletinin kaç yıl bu esaret altında kaldığı sorusuna, “5 YIL” cevabı vermek istemez.

O nedenle 4 yıl 364 gün sonra cumhuriyeti ilan ederek bir ifade kullanmış olmalı.

Bir başka deyişle, 30 Ekim 1918 Mondros Anlaşması ile Türk milleti 5 yıldır esaret altındadır demek ona çok zor geldiğinden Türk milleti 4 yıl esaret altında kalmıştır diyebilmek için 30 Ekim’e 1 gün kala Cumhuriyeti ilan ederek bir anlamda öç almak istemiştir!

Anlayacağınız, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, mağrur ve galip batılı devletlere,

“Ben 30 Ekim’i tanımıyorum!” demiştir!

Değerli okurlarım ve dostlarım,

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yazdığı 100 Yıllık Destanın ve Yüzyılın Yürüyüşünün özeti, “30 Ekim 1918 Mondros Anlaşmasının öcünü ve Türk Milletine yaşatılan 4 yıl 364 günlük ahın sonucu.”

Ruhun şad olsun Atam.

Rahat Uyu.

Türk Milleti seni rahmetle, şükranla, özlemle anıyor.

Kurduğun Cumhuriyet, saltanat ve halifelik özentisinde olanlara inat Daha nice YÜZ YILLAR yaşayacak.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Galip Ataman - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.

03

İzmitli - Sayın Galip Bey gereksiz işlerde E-5 yol boyunu boydan boya afişlerle donatan 100 yılda ise sadece eski valilikten halkevine birkaç göstermelik bayrak asan Büyükşehir Belediyesini de alkışlayalım mı?

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 30 Ekim 10:50
02

Feridun Güray - Evet nice yüzyıllara, gözümüz arkada kalmayacak.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 30 Ekim 10:33
01

Mahmut Semerci - Yüce Ata mızı ve silah arkadaşlarını rahmet ve minnetle anıyoruz. Nice yüzyıllara. Emeginize b

sağlık Galip hocam

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 30 Ekim 09:11


Anket Koronavirüs aşısı çıktığında yaptırmayı düşünür müsünüz?
Tüm anketler