Türkiye’nin 2022 Karnesi

Dönem sonlarında hep bir değerlendirme yapılır ve nelerin iyi veya kötü olduğu, hangi konuda başarı elde edildiği üzerinde durulur. Bu yolla geçmiş üzerinden yeni bir kurgu yapılır. Yeni başlayan dönemden beklentiler bu sayede ete kemiğe bürünür.

2022 hem ülkemiz hem de dünya açısından zor bir yıl oldu. Gelecekte de bu yıl için olumlu yorumlar yapılması pek mümkün görünmüyor.

Pandemi süreci tam bitti derken (zaman henüz daha bu konuda da insanlığın sınavının bitmediğini ortaya koyuyor) ortaya çıkan tedarik krizi insanlık için yeni bir felaketin kapısını açmıştır. Bir taraftan tedarik noktasında ciddi sıkıntılar yaşanırken diğer taraftan da fiyatların olanca hızla artması dünya ekonomilerini sarsmıştır. Ekonomik durgunluk ve pahalılık özellikle de toplumlarda orta-alt tabakanın ekonomik felaketini beraberinde getirmiştir.

Toplumsal kesimlerin tamamı krizden aynı ölçüde etkilenmemiş ve hatta bir küçük kesim zenginliğine zenginlik katmıştır. Üretenlerden ziyade spekülatörler kazanmıştır.

Belli bir etki kabiliyetine sahip olanlar, bütün sistemi tıkamış ve kendilerine haksız kazanç elde etmiştir.

Türkiye’de de durum çok farklı değildir. Her ne kadar makro göstergeler çok iyi olsa da, bunun toplumun bütün katmanlarına yansıması aynı olmamıştır. Küçük bir kesim çok ciddi bir şekilde zenginleşmiştir. Özellikle piyasayı domine eden bazı kirli ve aç gözlü odaklar, toplumun orta-alt tabakalarını yoksulluğa mahkûm etmiştir.

Özellikle gıda ve kiralarda kendini gösteren fahiş artışlar sadece ekonomik gerekçelerle açıklanamaz. Topluma ucuz gıda tedarik ettikleri düşüncesiyle yıllarca iyi gözle bakılan üç harfli şeytanlar, piyasada tekel haline gelerek hem üreticiyi hem de tüketiciyi mağdur etmektedir.

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması sonrasında ortaya çıkan enerji ve gıda sorunlarının ağır faturasını nedense en fazla en alttakiler ödemektedir.

Genellikle iktidarlar iyi yaptıklarıyla ön plana çıkarılmamakta, eksik veya yanlışlar üzerinden değerlendirilmektedir. Bu yaklaşım tarzının hakkaniyetli olduğunu düşünmüyorum. İyi yapılan işlerin takdir edilmesi, iş yapanların daha azimli çalışmasına neden olacaktır.

Ben bugün iyi yapılanlardan bahsetmek istiyorum. Aslında muhalefet adına da iyi yapılanlarla ilgili bir yazı yazmayı çok arzu ediyorum lakin kâğıt boş kalacağı için yazamıyorum.

Dünyada bir pandemi süreci ve arkasından yanı başımızda savaş çıktı. Dünyada hem tedarik zincirinde bir kopuş hem de muazzam bir zam furyası başladı. Türkiye’de dünyada yer aldığı için, dünyada olan olaylardan etkilenmeme gibi bir şansı yoktur.

Pandemi sürecinde çok başarılı bir süreç yönetimi gerçekleştirildi. Zarar gören sektörlere ve kesimlere ciddi kaynaklar aktarıldı.

Enerji alanında müthiş işler başarıldı. Ne gerek var denerek eleştirilen adımlar atıldı. Adeta dünyaya meydan okunarak kendi ekonomik sahamız güven altına alınmaya çalışıldı. Karadeniz’de ciddi doğalgaz keşifleri yapıldı ve bu gazın hızlı bir şekilde evlerimize ulaşması için çok ciddi bir çaba sarf ediliyor.

Terörle mücadelede elde edilen başarı sonrasında petrol aramalarında da çok güzel sonuçlar alınmaya başlandı. Petrol aramalarına çok ciddi bir emek veriliyor. Elde edilen sonuçlar geleceğimiz için çok ümit verici.

Dünya ekonomileri resesyonla karşı karşıyayken, Türkiye büyümeye devam ederek güzel bir kalkınma performansı ortaya koydu.

Faizlerin arttırıldığı bir dünyada Türkiye faizleri düşürerek yatırımları teşvik etmiştir. Ağır eleştirilere rağmen gelinen noktada faiz politikasının doğru olduğu ortaya çıkmış oldu.

Yatırım teşvikleri ve izlenen dış politika sayesinde ülkeye çok ciddi bir doğrudan yatırım girişi sağlanmış oldu.

Turizmde 2023 Türkiye’yi farklı bir noktaya taşımıştır. İlk kez bu yıl en fazla turistin ziyaret ettiği 3. ülke olduk. Turizmin çeşitlenmesi ve özellikle sağlık turizminin ivme kazanması gelecek açısından ümit vericidir.

Bütün ekonomik zorluklara rağmen yatırımlar noktasında hiç taviz verilmemiştir. Her gün açılış görmekten yorulduk.

Savunma sanayiinde Türkiye artık en iyiler arasında yer almaya başladı. Her geçen gün sıralamada daha yukarılara doğru tırmanıyoruz.

Bütün zorluklara rağmen toplumun alt kesimlerini korumaya yönelik ciddi adımlar atılmış ve çalışanların ve emeklilerin enflasyon altında ezilmesinin önüne geçilmeye çalışılmıştır.

Türkiye’nin dış politikada ortaya koyduğu performansı ve başarıları başka yazıların konusu olarak ele alınacaktır. Sadece şunu söylemekle yetinmiş olayım: Türkiye yüzyılı hayırlı olsun…