Memur sendikalarının amaçlarını, yıllardır ne iş yaptıklarını oldum olası anlayabilmiş değilim.
Eğitim Sen’in ideolojisini, işbirlikçilerini, kime hizmet ettiklerini, sloganlarını biliyor, açıklamalarını yadırgamıyorum.
Ama AK Parti’ye yakın Eğitim Bir Sen ile MHP yanlısı Türk Eğitim Sen’in ne peşinde koştuklarını çözemiyorum.
Önceliklerinin kurum yöneticilerine hakaret edebilmek için üye sayılarını arttırarak yetkiyi ele geçirmek olduğunu biliyorum.
Eğitim ve sağlık kalitesini arttırmak adına en ufak bir çaba sarf etmeyen bu beylerin zaman zaman hadlerini aşan hırs ve öfke dolu açıklamalarını üzülerek okuyorum.
Bir zamanlar milli eğitimde at koşturan sendikaların, Rasim hocanın taviz vermemesi nedeniyle her defasında elleri boş dönmesi sonrası rotalarını Kocaeli Üniversitesi’ne çevirdiklerini de biliyorum.
Nereden mi biliyorum?
KOÜ Rektörü Prof. Dr. Sadettin Hülagü’yü sert ve asılsız açıklamalarla hedef seçmelerinden.
İsterseniz önce Kocaeli Üniversitesi’ni yönetmeye soyunan Memur Sen’e bağlı Sağlık Sen ve Eğitim Sen ile Kamu Sen’e bağlı Türk Eğitim Sen’in KOÜ’deki üye dağılımlarına göz atalım.
SAĞLIK HİZMET KOLU;Bağımsız Sağlık Sen 538, Sağlık Sen 287, Türk
Sağlık Sen 143, SES 74, Genel Sağlık İş 5, KESS 4, Toplam 1061.
EĞİTİM HİZMET KOLU: Eğitim Bir Sen 554, Türk Eğitim Sen 185, Eğitim Sen 185, Eğitim İş 77, Yurt Ay Sen 20, ÖGESEN 1, Toplam 1072.
HÜLAGÜ HAKETMİYOR
Sendikaların üye sayıları böyle. Gelelim Sağlık Sen’in geçtiğimiz günlerde yaptığı zehir zemberek açıklamaya.
“Beceriksizlikleri” nedeniyle yetkiyi Bağımsız Sağlık Sen’e kaptıran Sağlık Sen Kocaeli Şube Başkanı Erdal Yıldırım yanına Memur-Sen İl Temsilcisi Eğitim Bir Sen Başkanı Şahin Yaşlık’ı da alarak Rektör Prof. Dr. Sadettin Hülagü’yü randevu vermemekle, paydaşlarını paylamakla, çalışanlarını örselemekle suçlamış.
Üye sayısının 287 olduğunu unutarak, “Binlerce üyemiz ile yanlış uygulamalarınızın karşısında dimdik durmaya devam edeceğiz” demiş.
Yetkinin Bağımsız Sağlık Sen’e geçmesini hazmedemeyen Yıldırım, Sadettin hocayı sivil toplum örgütlerine ayar vermekle, kendileri dışındaki etkisi ve yetkisi bulunmayan sendikayı muhatap almakla suçlamış.
Memur Sen’e bağlı Sağlık Sen Kocaeli Şube Başkanı Erdal Yıldırım’ın KOÜ Tıp Fakültesinde yetkiyi alamadığı için istediği gibi “at koşturamamasından” kaynaklanan rahatsızlığını anlıyorum.
Ama açıklamada doğrudan dile getirilmese de dolaylı olarak Sağlık Sen’in 287 üyede kalmasının sorumlusu olarak, çalışanlara Sağlık Sen’e oy vermeleri için baskı yapmayan Rektör Hülagü imiş gösterilmek istenmesini anlayamadım.
RANDEVU ALAMIYORMUŞ!
Başkan Yıldırım’ın açıklamasının tamamını okuduğumuzda asıl sıkıntısı, Rektör Hülagü’nün randevu vermemesiymiş!
Kocaeli şube başkanı ve genel başkan yardımcıları defalarca randevu talebinde bulunmuşlar ama Sadettin hoca ile görüşememişler.
Bu iddiaya inanamadım. Sadettin hoca gibi ulaşılması kolay, kapısını herkese açan bir rektörün Sağlık Sen yöneticilerine randevu vermemesi iddiası bana inandırıcı gelmedi.
Çok değil birkaç ay önce genel başkanları Ali Yalçın ve üniversitedeki temsilcilerinin Sadettin hocayı ziyaret ederek görüştüklerini biliyorum.
Başkan Erdal Yıldırım, “Rektör randevu vermiyor” derken keşke gerçekleri söyleyip kamuoyunu yanıltmasaydı.
“Nisan ayında Rektör hocanın verdiği tarih bize uymadı. Bizim istediğimiz tarihte de Sadettin hoca yurt dışında olduğundan görüşmek mümkün olmadı. Hocamızın verdiği ikinci randevuya gitmek yerine açıklama yapmayı uygun gördük” diyebilseydi, deme cesaretini ve dürüstlüğünü gösterebilseydi.
Sendikacıların KOÜ Rektörü Prof. Dr. Sadettin Hülagü dahil iş yerleri ile ilgili konuları görüşmek, aksaklıkları tartışmak, gerektiğinde basın açıklaması yapmak, hatta eleştirmek en doğal haklarıdır.
Ama Eğitim Bir Sen, Türk Eğitim Sen, Sağlık Sen gibi amaçları temsil ettikleri kurumların gelişmesine öncülük etmek, üyelerinin özlük haklarını korumak olan sivil toplum örgüt yöneticileri çoğu kez istediklerini elde edemeyince güç gösterine soyunuyorlar.
Gerçekleri yansıtmayan, sert eleştirilerle kamuoyunu yanlış bilgilendirmenin ötesinde çalıştıkları kurumları yıpratıyorlar, 7/24 özveriyle görev yapan kurum yöneticilerine haksızlık ediyorlar.
Sağlık Sen Kocaeli Şube Başkanı Erdal Yıldırım’ın açıklaması en son örnek.
Önceki tarihlerde Eğitim Bir Sen ve Türk Eğitim Sen’in önceki Valiler, Kocaeli Üniversitesi Rektörleri ve Kocaeli Milli Eğitim Müdürleri ile ilgili açıklamalarını merak edenler arşivlerden okurlar.
SONUÇ: Kocaeli Üniversitesi ve Kocaeli Milli Eğitim Müdürlüğü gibi göz bebeğimiz kurumlarla yöneticilerini rahat bırakalım.
Üye sayılarını arttırmak için kurumları ve yöneticilerini yıpratacak açıklamalardan kaçınalım.
Sendika yöneticileri sendikacılık refleksiyle yakaladıkları performansların yarısını eğitim ve sağlıkta kalitenin arttırılması için kullanabilseler daha hayırlı ve yararlı iş yapmış olurlar.
Tüm sendikalara ve yöneticilerine sesleniyorum; Geliniz, üye sayısını arttırmak için kurumları yıpratacak, yöneticilerin motivasyonunu zayıflatacak olumsuz davranışlardan vazgeçiniz.
Üyelere şirin görünmek için kurum yöneticilerine güç gösteri alışkanlıklarına son veriniz.
Açıklamalarınız ve eleştirilerinizi yaparken kullandığınız dile, üsluba dikkat ediniz.
Canınız sıkıldıkça, aklınıza estikçe, istediğinizi elde edemeyince, üniversitede her dediğinizi yaptıramayınca Sadettin hocaya saldırmak alışkanlığına son veriniz.
Çünkü Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sadettin Hülagü başta olmak üzere hiçbir kurum ve yöneticisi sizin haksız, gerçek olmayan, sert, kırıcı, ayrıştırıcı açıklama ve eleştirilerinizi hak etmiyor.
*******************
İBRAHİM BAŞKAN VE OĞLU
İSMAİL’E BÜYÜK HAKSZIZLIK
Kocaeli, bir zamanlar en güçlü gazetelerin yayınlandığı, saygın gazetecilerin görev yaptığı bir il idi.
Her fırsatta sorunlarını dile getirenler sorumluluklarını unutunca
gazeteler tiraj kaybetti, gazeteciler itibarsızlaştırıldı.
Öyle olunca da gazeteciler, güven sıralamasında sonlarda yer almaya başladı.
Özellikle son zamanlarda gazeteciliği unutup “tetikçiliğe” soyunanların düştüğü durumlarını ibretle izliyorum.
Kullandığı dile sahip olmayan, üslubuna dikkat etmeyen köşe yazarlarının kulaktan dolma bilgileri araştırmaya gerek duymadan köşesine taşıdığı yazıları üzülerek okuyorum.
Sadece mal varlığını değil itibarını da yitiren, sokakta dolaşamayan, kimsenin yüzüne bakamayan bu tür gazetecilerin düştüğü duruma üzülmek istiyorum ama üzülemiyorum.
Gözünü ekonomik ve siyasi hırsın yanı sıra öfke bürüyen bu tür gazetecilerin hala birileri tarafından destekleniyor olmasına anlam veremiyorum.
BÖYLE GAZETECİLİK OLMAZ
Yıllardır yanında yüzlerce gazeteci çalıştıran ve yetiştiren, yolları ayrıldığında en ağır hakaretleri yapmaktan geri durmayan bu tür gazetecilerin sayısı azalacağı yerde artıyor.
Tahmin ettiğiniz gibi, yıllarca Kocaeli Gazetesi künyesine adını yazan, son zamanlarda yitirdiği güven sonrası çıkarmak zorunda kalan Tanzer Ünal’dan bahsediyorum.
Dünkü yazısını okuduktan sonra sorumlu gazeteci kimliği ve birazda gazetecilik refleksi ile yazma, kamuoyunu doğru bilgilendirme gereği duydum.
Biliyorum takip edeni ve okuyanı olmadığı için gerçekleri yansıtmayan, hayali senaryo ürünü yazıyı merak ediyorsunuzdur.
Tanzer Ünal, Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu’nun milletvekili adaylığı teklifini kabul etmediğini yazdıktan sonra dün “Sağlam bir yerden öğrendim, ayrıntısı biraz farklı. Genel merkezden gelen milletvekili oluyorsunuz, görevinizden istifa edin teklifine İbrahim Bey, milletvekili olmak istemediğini, bizim aileden birini düşünüyorsanız benim oğlanı, İsmail’i milletvekili yapın cevabını vermiş. Telefondaki yetkili, bu cevap üzerine O zaman bu konuyu beyefendiyle görüşmeniz gerekir demiş. Ve İbrahim Karaosmanoğlu beyefendi ile yani Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşerek sorunu çözmüş. Karaosmanoğlu, bu görüşme sonunda istifa edecek belediye başkanları listesinden çıkarılmış. Bu bilgi, Ankara kaynaklı! Çok sağlam bir isimden!”
Başkan İbrahim Karaosmanoğlu’nu yaklaşık 30 yıldır tanırım.
Son 14 yıldır Büyükşehir Belediye Başkanı olarak yakından izliyorum.
Benim gibi İbrahim Başkanı tanıyanlar, böyle bir yazının gerçek olmadığını bilir ve haksızlık yapıldığını düşünür.
Gazeteci, hayali senaryo yazmak yerine bir telefon kadar yakın İbrahim başkanı ve oğlu İsmail’i arayıp sorabilirdi.
108’i Kocaeli’den olmak üzere Türkiye genelinde 7 bin 329 aday adayının AK Parti’ye başvurduğunu öğrenip listelerde İsmail Karaosmanoğlu adı olup olmadığını araştırabilirdi.
Ya da AK Parti gençlik kolları başkanlarından kimlerin milletvekili, başkan olduğunu milletvekili adayı olacağı iddia edilen İsmail Karaosmanoğlu’nun siyasi yaşamındaki değişikliği öğrenebilirdi.
Bugüne kadar 7 gençlik kolları genel başkanı seçen AK Parti’in kurucu gençlik kolları genel başkanı Zelkif Kazdal milletvekili seçildi, MKYK üyesi oldu.
Hakan Tütüncü, Antalya Kepez Belediye ve Akdeniz Belediyeler Birliği Başkanı.
Fatih Şahin, milletvekilliği ve Cumhurbaşkanının avukatlığını yaptı.
Zafer Çubukçu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 26. başdanışmanı.
Abdurrahim Boynukalın, milletvekili seçildi, Gençlik ve Spor Bakan yardımcısı.
Melih Ecertaş, halen AK Parti Gençlik Kolları Genel Başkanı olup 11 Mayıs’ta yapılacak seçimde görevi bırakacak, büyük olasılıkla milletvekili adayı gösterilecek.
AK Parti’nin kuruluşundan buyana görev yapan 7 gençlik kolları genel başkanından 6’sının siyasi görevleri böyle.
2002-2011 yılları arasında AK Parti Gençlik Kolları Genel Merkezinde çeşitli görevlerde bulunan, 2011-2012 yıllarında bir yıl genel başkanlık yapan İSMAİL KARAOSMANOĞLU, diğer genel başkanlar gibi ne milletvekili seçildi, ne bakan yardımcısı, ne belediye başkanı, ne Cumhurbaşkanı danışmanı oldu.
Başkan İbrahim Karaosmanoğlu’nun oğlu olmasaydı İsmail Karaosmanoğlu milletvekili de seçilmişti, belediye başkanı da olmuştu, çeşitli görevler de üstlenmişti.
Gerçek bu iken, babasının bırakın milletvekilli olmasını istemesi, aksine her seçim dönemi milletvekilliği önünü kestiği bilinirken çıkıp, İbrahim Karaosmanoğlu için “Bizim aileden birini düşünüyorsanız benim oğlanı, İsmail’i milletvekili yapın” demek İbrahim Karaosmanoğlu’na haksızlığın ötesinde hakarettir.
***************
İLETİŞİM DEKANI PROF. DR.
PÖSTEKİ KONUĞUM OLDU
Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı iken İletişim Fakültesi Dekanlığına atanan Prof. Dr. Nigar Pösteki, dün ziyaretime geldi.
Önceki yıllardan tanıdığım, performansını ve başarlıraını takdir ettiğim Nigar hocam ile keyifli olduğu kadar yararlı sohbet ettik.
“İlk işim, İletişim Fakültesi’ni 2 yıl önceki fabrika ayarlarına döndürmek olacak” diyen dekan hocamız Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanlığını da şimdilik birlikte yürütecek.
Nigar hocama yeni görevinde başarılar diledim, her türlü desteği vereceğimi söyledim.
***************
BİZİM ÇETİN GÜROL’UN ÖNLENEMEYENYÜKSELİŞİ
Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Çetin Gürol, performansı, çalışkanlığı, hayata geçirdiği projelerle önlenemeyen yükselişini sürdürüyor.
14 Mart’ta Afyonkarahisar’da yapılan Türkiye Gazeteciler Cemiyetleri Basın Vakfı yönetimine seçilen Gürol, dün Bursa’da yapılan görev dağılımında Vakıf Genel Başkan Yardımcısı oldu.
Yılmaz Karaca’nın genel başkanı olduğu vakıfta dağılım şöyle; genel başkan vekili İbrahim Erdoğan, genel başkan yardımcıları Çetin Gürol ve Kenan Çimen, genel sekreter İsrafil Avcı, Sayman Mehmet Işık.
Yorum yazarak Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bizim Yaka Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.