CHP iflas mı ediyor?
Enes Şen
13 Şubat 2018 tarihli yazısı
Malumunuz ülkemizin terör örgütü ile olan mücadelesi devam etmekte.
Her gün inlerinde öldürülen ve maalesef vatandaşlarımızın huzur ve güvenli yaşamlarına devam etmesi adına mücadele eden kahramanlarımızın şehitlik haberlerini duyuyoruz.
Tüm bu haberlerin devam ettiği bu süreçte geçtiğimiz hafta iç siyaset anlamında oldukça önemli idi.
Hem ana muhalefet partisinde yaşanan kurultay heyecanı hem de Erdoğan’ın Saadet Partisi genel başkanı Temel Karamollaoğlu ile yaptığı görüşme üzerinde konuşulması gereken gündemler olarak önümüze çıkıyor.
İlk olarak CHP’de yaşanan kurultay hadisesini konuşmakta fayda var.
Kurultay oldukça hareketli geçti yani son dönemde alışılagelmiş gibi.
Kavgalı gürültülü ve heyecansız bir kurultay..
Zaten öncesinden sonucu belli olan bir yarışta heyecan nasıl olabilir ki?
CHP’de yıllardır süregelen ‘’tek adamlık’’ mantalitesi yine kendisini gösterdi.
Bu çağ dışı yaklaşıma itiraz eden ve ‘’yarışta bende varım’’ diyebilme cesaretini gösterebilen tek kişi Muharrem İnce oldu.
İnce’ye seçim öncesinde adaylığın resmileşmesi sürecinde birçok engel çıkartılma çabası içerisinde olunsa da bunlardan en dikkat çekeni imza krizi oldu.
Kılıçdaroğlu cephesi İnce’nin adaylığı için oy verenlerin oylarının uygun olmadığı gerekçesi ile itiraz etti ama bu talep divan tarafından kabul edilmeyince seçim yarışı başladı.
Seçimde kazanan taraf İnce’nin aldığı 447 oya karşılık 790 oy alan mevcut genel başkan Kılıçdaroğlu oldu.
Aslına bakarsanız bu sonuca kimse şaşırmadı.
Niye şaşıralım değil mi ama!
Seçim sürecinin başında adaylık konusunda adları yüksek ses ile dillendirilen üç aday birkaç gün ara ile adaylıklarını geri çektiklerini duyurdu.
Demem o ki balık baştan kokmuş ve senaryo yazılmıştı.
Yazılan senaryoya itiraz eden tek isim de seçimi muamma bir şekilde kaybetti.
Muamma diyorum çünkü hakikaten öyle.
Üst üste sekiz seçim kaybetmiş bir genel başkan nasıl yeniden seçilebilir?
2019 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi tüm siyasi partiler için büyük önem taşırken böylesine önemli bir döneme Kılıçdaroğlu ile girmek ne denli mantıklı bir yaklaşım olabilir?
Tüm bunları dillendiren bir AK Parti’li değil bir CHP mensubu…
Üstelik bir de CHP milletvekili..
Gerisini siz düşünün..
CHP’deki mevcut düşünce yapısı devam ederse parti içerisinde daha büyük problemlerde beraberinde gelir.
Mesela 2019 seçimlerini baz alalım.
CHP için bu seçimde iki seçenek var; ya koalisyon yahut daha önce Cumhurbaşkanı seçiminde denenmiş bir strateji olan çatı aday.
Saydığım seçeneklerden hangisinin ağır basacağını zaman gösterecek ancak şunu mutlak suretle belirtmeliyim ki 2019 yılı CHP için belirleyici bir yıl olacak.
CHP 2019’da seçimden tatmin edici bir sonuç elde edemezse bir anlamda iflas bayrağını da çekmiş olur.
Böylesine kritik seçimin kaybedilmesi tabanı iyiden iyiye ikileme sürekler ve hatta mevcut süreçte MHP’de yaşanan bölünme CHP içinde aynen yaşanabilir.
Genel başkanlık yarışındaki sonuçları da gözümüzün önüne getirdiğimizde böyle bir seçenekten bahsediyor olmam benim tespitimin de imkansız olmadığını gösteriyor.
Eğer ki böyle bir durum yaşanırsa Kılıçdaroğlu’nun arkasında şu anda bu durumu bizzat yaşayan Bahçeli kadar da destek bulamayacak olması yüksek ve muhtemel bir gerçek.
Tüm bu olumsuz tablodan belki de varılabilecek en iyimser sonuç ise CHP’nin dilinden düşürmediği ‘demokrasi’ öyle veya böyle uygulanabilmiş olması ve genel başkanlık seçiminin iki listeli olarak gerçekleşmiş olabilmesidir.
Erdoğan’ın SP lideri ile görüşmüş olması yakın zamanda karşılaştığım enteresan olaylardan biri oldu.
Görüşmeyi her kesim kendi bakışına göre yorumlayabilir ve eleştirebilir.
Çünkü bakış açısı ile doğru orantılı olarak eleştiriye açık bir gelişme..
Bende bu görüşmeyi iki pencereden bakıp kısaca değerlendirip yazımızı nihayete erdirmek istiyorum.
Birincisi daha bir hafta öncesinde silahlı kuvvetlerimizin ülkemizin refahı için Afrin’e gerçekleştirdiği harekât ile ilgili ‘’siviller hedef alınıyor’’ diyen bir lider ile görüşme yapılması ne derece doğru olabileceği bakış açısı,
İkincisi ise yapılan görüşmede SP partisi liderine harekât ile bilgi verilip SP tabanında AK Parti aleyhine oluşan fikirleri çürüterek 2019 seçimlerinde ittifak davetinin yapıldığını içeren bakış açısı.
Bana ikinci bakış açısı yakın geliyor.
MHP ülkemizi ateşe attı!
Devlet sesimizi duysun!
Yargının geçmişteki vukuatları!
Sorumlusu sensin Erdoğan!
Biz kime inanalım?
İşte Mc Kinsey gerçeği!
Adamcılık biter mi?
Türkiye’ye neden Euro 2024’ü vermediler?
Körfez’deki olayda sorulması gereken sorular!
HDP ve futbol hazımsızlığı!
Tüm Yazılarını Listele