AK Parti ilçelerde usûl sıkıntısı
Ozan Özgenç
07 Ağustos 2017 tarihli yazısı
AK Parti’de ilçe kongreleri sürecine girilirken herkes kongre tarihlerine ve hangi ilçede kimin aday olacağına kilitlenmiş durumda.
Aslında sonuç odaklı yaşamaya alışkın olan toplumumuz için bu son derece normal bir beklenti olsa da, burada daha önemli bir ayrıntıyı kaçırıyoruz.
Cumhurbaşkanı’nın “yorulanlar ayrılsın” mealinde söylediği “metal yorgunluğu yaşayanlar” söylemi ve akabindeki “ayrılacakları ayırın, bize bırakmayın” manasına gelen ifadeleri, özellikle il teşkilatlarını hayli zorluyor.
İşte bizim atladığımız ayrıntı; partinin en tepesinden gelen bu baskıyla birlikte, yereldeki parti içi beklentiler ve dengeler de hesaba katılınca, gideceklerin ve kalacakların nasıl ve neye göre belirleneceği sorunsalı.
Daha açık bir ifadeyle, “Değişimlerin usulü nasıl olacak?”
Bir ilçe başkanına, “Senin görevin burada bitiyor. Gidebilirsin.” demenin de bir usulü olmalı.
Aday gösterilenin, neye göre tercih edildiğinin bir karşılığı olmalı.
Biliyorum, ‘AK Parti’de biat esastır ve kimse bunlarla ilgilenmez’ diyenleriniz olacaktır.
Ama durum şu an böyle değil.
Çünkü artık 15 Temmuz gibi bir gerçeğin ardından inşa ediliyor her şey.
Her türlü ince hesap, kırgınlıklara yol açabilecek her detay düşünülürken, yorgunların ve zarar verenlerin de usulünce kenara alınması gerekiyor.
Biliyorsunuz, geçtiğimiz hafta İl Başkanı Şemsettin Ceyhan Balıkesir’de 1. Bölge İl Başkanları Toplantısı’na katıldı.
Ardından da, kente gelip ilçe kongreleri tarihlerini genel merkeze gönderdi.
AK Parti kaynaklarından edindiğim bilgilere göre, bu toplantıda da en çok, görev değişikliklerinde nasıl bir usül izleneceği üzerinde kafa yorulmuş.
İsimlerden çok, usüller konuşulmuş.
Yani, kimseye vefasızlık yapılmadan, kırgınlık yaratmadan, örneğin Kartepe’de kurucu ilçe başkanının delege yazılmaması gibi, yakışıksızlıklar yapmadan nasıl değişiklik yapılacağı düşünülüyor.
Bir başkana “Sen yoruldun, kenara çekil.” demenin uygun yolları aranıyor.
Yani yapılan işin bir dayanağı olması arzulanıyor.
Bu arada tarihler de hemen açıklanamıyor çünkü, genel merkezin öncelik vereceği ilçeler, sona bırakmak isteyeceği yerler de olabilir.
Yani tarihler değişebilir.
Bunda tabi ki, genel merkez tarafından her ilçe kongresine yönlendirilen gözlemci milletvekillerinin koordinasyonu da etkili olacak.
Bununla birlikte duyduğum kadarıyla kadınlar ve gençler de dahil, ilçe kongreleri öncesi yine bir temayül oylaması ya da ilçe yönetimlerinden görüş alınması gibi yöntemler de söz konusu olabilir.
Hatta bu iki yöntemin birden yapılması da söz konusu.
Sözün özü AK Parti’de, yapılacak değişikliklerin usulü üzerinde yoğun bir çalışma var.
Bu da bir bakıma şu anlama geliyor:
AK Parti’de bir çok taş yerinden oynayacak.
Özellikle görevde 3. dönemini dolduranlar, görevde kalmayacak.
Bunun dışında yorgun olduğu gözlenen pek çok isimle de, yollar ayrılacak.
Ama hem kırgınlık yaratmadan, hem de kamuoyunda tartışma yaratmadan bu iş usulünce nasıl yapılacak?
Yani değişime kılıf aranıyor.
İşte AK Parti’deki en büyük mesele şu an bu.
Büyükakın’ın şifreleri: Büyükşehir 4.0
Başkan olsam o caddeyi kapatırım
AK Gençliğe bravo
Hürriyet’e yazık oluyor
Peki “Estetik Belediyeciliği” kim yapacak?
Sibel Gönül ziyareti, İzmit umutlarımı arttırdı
“5 yıllık vaatler 10 yılda yapılamadı”
Seçim afişi sadece İzmit’te yasak
AK Parti için en zor iki ilçe
Doğan’ın gidişine gerçekten üzüleceğim
Tüm Yazılarını Listele