1.yılın ardından
Ozan Özgenç
17 Temmuz 2017 tarihli yazısı
Geçtiğimiz Cumartesi günü, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin belki de en büyük ihaneti olan 15 Temmuz darbe teşebbüsünün yıldönümünde ülkece şehitlerimizi anarken, o gece yaşananları tekrar tekrar hatırladık.
Gerçekten bi r insanın hayatında ender yaşayabilecek, olağan dışı bir geceydi.
Hemen her siyasi düşünceden insanın ülkesinin geleceğine sahip çıkmak için sokaklara döküldüğü o gece, Türk Milleti gerçekten demokrasiye sahip çıkmıştı.
249 şehit verdiğimiz o gece, şerefli Türk ordusunun kıyafetleri ardına gizlenmiş FETÖ’cü hainler, devleti ele geçirmek için Türk Milleti’nin üzerine bombalar yağdırırken, yüzbinlerce insanımız bir dakika dahi düşünmeden kendini tankların, uçakların önüne atmıştı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bombalanmasını hatırladıkça, hala ürperiyorum.
Suriye ve Irak’taki tarihi ve kutsal mekanları bombalayan DAEŞ’i hatırlatıyor bana.
Tıpkı DAEŞ’liler gibi, bir takım güçlerin ülkemiz içine soktuğu maşaları Fethullah Gülen ve onun terör örgütünün saldırısıydı yaşadığımız.
Neyse ki, birbirini ayırmadan o gün hainlerin önünde korkusuzca dikilen milletimiz ve şerefli Türk askerlerinin ve polislerinin ölümüne mücadelesiyle, o saldırıyı atlatmıştık.
Ardından da günler süren demokrasi nöbetleri ve Yenikapı buluşmasıyla, o süreç adeta taçlanmıştı.
Dün akşam bu duygularla gittiğim Perşembe pazarı alanında (Milli İrade Meydanı), yine coşkulu bir kalabalık vardı.
Özellikle 249 hafızın aynı anda ay yıldız şekli alıp, bayrak görüntüsüyle okudukları son cüz gerçekten harika bir görüntüydü.
Bunun yanında, “O geçen yıl kazanılan birlik ve beraberlik duygusu var mıydı?”diye sorarsanız; katılan kalabalığın dağılımına baktımda evet demek kolay değil.
Belki protokol noktasında geniş bir kesim oradaydı ama CHP’nin orada olmaması da, paydaşlık noktasında bütünlüğü etkiledi.
Caydırıcılık noktasında yeterli güvenlik görevlisi vardı ama alana girerken yapılan arama biraz gevşekti.
Bu tür kalabalıklar söz konusu olduğunda, özellikle de böylesine önemli bir günde, ister istemez her şeyi düşünüyor insan.
Neyseki kazasız, belasız atlatılan programın ardından bir kez daha geçen yıl kaybettiğimiz tüm şehitlerimizi saygıyla yad ediyorum.
Gazilerimize bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.
AK PARTİ TABULARI YIKMAK İÇİN YOLA ÇIKMIŞTI
Önceki gün “Yerim destanınızı” başlıklı yazısının ardından gözaltına alınan gazeteci Yeliz Koray’ın yazdıklarını çok ağır buldum.
Özellikle 15 Temmuz darbe teşebbüsüne karşı verilen mücadeleyi, şehitleri, gazileri değersizleştiren ifadelerini de mesnetsiz buluyorum.
Bazı ifadeleri provokatif bulanlar da olabilir.
15 Temmuz’u gerçekten yaşamış hiç kimsenin, o geceyi hafife alması da mümkün değildir aslında.
Bununla birlikte, özellikle belli bir kesimin linç kültürü uygulayarak, gazeteciyi kanun önüne atması düşündürücüdür.
AK Parti iktidara gelirken, bir çok tabuyu yıkmak için yola çıkmıştı.
Yıktı da.
Ama kendi içindeki tabucuları ayıklayamazsa, korkarım yeni tabularla karşı karşıya kalabiliriz.
Hürriyet: Partimden aday olacağım
Hürriyet’in başkan adaylığı kesinleşti
Bu nasıl hodri meydan?
GTÜ bu muameleyi hak etmiyor
Derince sonunculuğu hakediyor
Bu sonuç KOTO’nun itibarının iadesidir
KOTO’yu kente geri verdiler
10 bin işçi bugün kadrolu oluyor
Başkan Doğan boş yere 5 kuruş harcatmaz
“Neden bakan olmayayım?”
Tüm Yazılarını Listele