'Bana söylenenler dışında bir şey yapmadım'
Ozan Özgenç
31 Ocak 2017 tarihli yazısı
15 Temmuz FETÖ darbe girişiminin ardından, pek çok kişi görevinden alındı.
Gözaltılar, tutuklamalar derken mahkeme süreci de başladı.
Bu süreçte kimin, gerçekten ne kadar FETÖ’ye çalıştığını da o mahkemeler belirleyecek.
Aynı zamanda kentin yakından tanıdığı pek çok isim de, görevden almalardan etkilendi.
Çok şaşırdığımız, her defasında “Yok artık” dediğimiz insanların görevden alınma haberlerini duyduk.
Bu isimlerden biriyle de, geçtiğimiz günlerde karşılaştık.
Belediye bürokratı bu isim yaşadığı sürecin sancılarını hala üzerinde taşıyordu.
“Ne oldu, bir gelişme var mı?” diye sordum.
Çok konuşmak istemiyordu.
Başına gelenlere inanamadığını söyledi.
“Aslında söyleyecek çok şey var ama ben konuşmamayı tercih ediyorum. Herkes neyin ne olduğunu biliyor. Bazı köşeyazarları, zamanında yapılan gezilere kimlerin katıldığını, nereye gittiklerini yazmıştı.Bu yüzden çok fazla konuşmak istemiyorum.” dedi.
“Şimdi değilse, ne zaman konuşacaksın?”
“Dediğim gibi, çok konuşmak istemiyorum. Her şey biliniyor zaten. Şunu yap, bunu yap dediler, ben de onu yaptım. Ben, bana söylenenler dışında birşey yapmadım.”
***
Bizde şeriatın kestiği parmak acımaz diye bir söz vardır.
Şeriat, adaleti tarif eder.
Bu meselede, benim de yakından tanıdığım bir çok insanın başına gelenleri bildiğim için, bu süreçte bir çok suçsuz insanın, haksız yere böyle adi bir suçla anıldığını biliyorum.
Yukarıda konuşan bürokratın cümleleri, bu suçla itham edilen pek çok kişinin de içinden geçen cümleler.
Referandum, evet, hayır karmaşasına girerken, 15 Temmuz gibi tarihi bir dönemecin yarattığı yıkıntıları onarmayı da, yaşanan mağduriyetleri de unutmamak gerekiyor.
Umarım son kertede, acıyan parmak sayısı çok azalır ve devlet onlara da lazım gelen pansumanı yapar.
Adalet tecelli eder.
Zaten her şey, bunun için var edilmedi mi?
SON BÜYÜĞÜ UĞURLARKEN
Cenazemiz vardı.
Aklına gelen, gelmeyen bir çok insan etrafında.
Hava soğuk, rüzgar, yağmur; yas için herkes ve her şey bir arada.
Sanki nem yapmış için, akıtıyor.
Ailemizin son büyüğünü toprağa verirken tüm evetleri, hayırları, hatta belkileri bile bir süreliğine de olsa toprağa gömüyorsun.
Acıları paylaşmak için toplanıyor herkes.
Uzun zaman yan yana gelmeyen insanlar, musalla taşının üzerine konan tabutun ardında omuz omuza saf tutuyor.
Evetin, hayırın, belkinin, geçmişin, geleceğin, fikir ayrılıklarının bir anlamı olmadan.
Şehit cenazelerinde de öyle değil midir?
Kalabalıkla birlikte dalgalanırken, sırt sırta verdiğinin kim olduğunu önemsiyor musun?
Hiç ummadığın insanların yanına gelip seni teselli etmesi, gelemeyenlerin telefonla da olsa başsağlığı dilemesi...
Yan yana gelemediklerinle, zor gününde saf tutabilmek...
Mutluluğu olduğu gibi, mutsuzluğu da paylaşabilmek, ne kadar da çok hüzün kokuyor bizim ülkemizde.
Cenazemiz vardı, biraz duygusallaştıysam hoş görün.
Ailemizin son büyüğünü, babaanemi uğurladık.
O gün cenazemize gelen, gelemese de arayıp, sorarak acımızı paylaşan herkese tekrar teşekkür etmek isterim.
Özellikle de, Derince’deki cenaze için Derince’nin değil, İzmit Belediye Başkanı’nın arayıp, ihtiyaç sormasını, MHP İl Başkanı Aydın Ünlü ve CHP İzmit İlçe Başkanı Mehmet Ümit Küçükkaya’nın nezaketlerini buradan paylaşmak isterim.
Mutluluğu da paylaşabilmek temennisiyle...
AK Partili gençler devrim yapmış
Büyükakın’ın şifreleri: Büyükşehir 4.0
Başkan olsam o caddeyi kapatırım
AK Gençliğe bravo
Hürriyet’e yazık oluyor
Peki “Estetik Belediyeciliği” kim yapacak?
Sibel Gönül ziyareti, İzmit umutlarımı arttırdı
“5 yıllık vaatler 10 yılda yapılamadı”
Seçim afişi sadece İzmit’te yasak
AK Parti için en zor iki ilçe
Tüm Yazılarını Listele