Barışa Türkü’yü bir kez daha alkışlıyorum
Hayrullah Demiray
21 Kasım 2013 tarihli yazısı
Süleyman Demirel Kültür Merkez’inde SivilC Platformu öncülüğünde önceki akşam sahnelenen Barışa Türkü etkinliğine gittim.
Doğrusu, uzun süreden beri keyif alarak bazen de duygulanarak belki de böyle bir program daha önce hiç izlememiştim.
Oldukça uzun bir program olmasına rağmen keyif alarak izledim. Salondaki izleyicilerinde alkışlarından gerçekten de orada bulunan herkesin ortak bir amacı vardı.
O da; BARIŞ…
Aslında savaşmak zordur, barış ise kolay olandır. Ama her nedense insanlar barışmaktansa savaşmayı tercih ediyor.
İşte bu noktada hele bu dönemlerde yapılan bu tür etkinliklerin arttırılmasına o kadar ihtiyacımız var ki anlatamam.
Bu organizasyon gerçekten de yerinde ve zamanlaması da harika bir program olmuş.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Çevik’in öncülüğünde hazırlanan bu gösteriyi gerçekten hiç sıkılmadan bir kez daha izlemek isterim.
Şarkılarla ve şiirlerle o kadar güzel bir vurgu yapıldı ki; aslında barışın tek bir dili vardı. Sözlerin bazılarını anlamasanız da tek anlamanız gereken şey bana göre barış ezgileriydi…
Hele gösterinin bazı yerleri vardı, oralarda daha da duygusal bir hal alıyorsunuz.
İşte o noktalardan bana göre duygunun en doruğa çıktığı bir yer vardı…
Kısa bir noktada olsa, yıllardır barışa en çok hasret olan yer bana göre Dünya da Filistin’dir.
O gösterinin içindeki Filistinli bir çocuğun söyledikleri, ekranda sadece yazıyla anlaya bildik…
Ama gerçekten de duygu dolu anlar yaşadım ben kendi adıma.
Dünyanın aslında her yerinde zulüm gören insanları düşündükçe halimize ne kadar şükretsek azdır.
Bizde suni gündemlerle uğraşmaktan başka bir şey yapmıyoruz.
Bir kere öncelikle insan kendisi ile barışmalı sonra başkaları ile barışmalı ama bizler önce kendimizle nedense barışamıyoruz…!
Bakıldığında her açıdan Güzel bir ülkemiz var. Her türlü nimeti bizler bahşeden rabbimize şükretmemiz gerekirken, biz isyandan başka bir şey yapmıyoruz!
Bir kere fitne fesat çıkarmaktan bozgunculuk yapmaktan birbirimizin arkasından konuşmaktan vazgeçmeliyiz.
Bana göre öncelikle barış buradan başlıyor.
Toplumun kendi içerisinde barışı sağlaya bildik mi, sonrasında insanlarla ve ülkelerle barış zaten kendiliğinden gelir.
Kin ve nefret söyleminden uzak durmalıyız.
Herkes ne söyleyecekse herkesin yüzüne karşı söylemeli. Toplumumuzdaki en büyük hastalık bana göre kukuda bulunmak ve insanların yüzüne değil de arkasından konuşma hastalığından kurtulmak.
O zaman her konuda daha gelişmiş ve daha sorunsuz bir ülke olma yolunda adım atmalıyız.
Her an herkesle kavga eden ya da her ana herkesle kavga edecek bir tolum oluşturmak yerine Dünya da barışı benimsemiş ülkesine ve değerlerine saldırmayan hiç kimseyle kavga etmeyen bir toplum meydana getirmek en büyük arzumuz olmalı.
Bu bağlamda yapılacak bütün organizasyonların duyurulması konusunda üzerimize düşen ne varsa yapmayı bir kez de buradan vurgulamak isterim.
Bu konuda emeği geçen herkesi bir kez daha tebrik ediyorum…
Umut tacirliğini bırakın!
Tahir başkan gönüllere girmeyi başardı
Beyler kendinize gelin
Siyaseti nasıl bir gelecek bekliyor
Makamlar kalıcı, insanlar geçici unutmamak lazım!
Didem hanıma yapılan saldırı kabul edilemez
Tahir hocamın etrafını açın!
Yediğiniz haltları böyle saklayamazsınız!
AK Parti’de dava değil koltuk devri
Tahir Başkan Büyükşehir’e heyecan katacak
Tüm Yazılarını Listele